Başlangıç

12 Kasım 2010 Cuma

Herşeyin bir ilki vardır ve evlilik birçok ilki beraberinde getiriyor. Hele de bekarlık döneminizi ailenizin yanında geçirdiyseniz. Ben öyleydim, üstelik anneciğim sağolsun elimizi sıcak sudan soğuk suya sokmazdı. "Siz yorgunsunuz okuldan/işten geldiniz, ben getiririm/yaparım" der dururdu. Çalıştığı zaman da böyleydi, şimdi emekliliğinde de böyle. Biz de buna güvenip koltuğa yayılıp karpuz büyütmezdik tabi, ama yemekmiş, bulaşıkmış hiç uğraşmazdık.

Balayından döndüğümüz hafta benim açımdan tatil devam ediyordu; çünkü annelerimiz dolabı çeşit çeşit yiyeceklerle doldurmuşlardı. Hatta öyle çoktu ki yemekler bozulmasın diye işyerime evden getiriyordum. Fakaat, gün geldi evdeki yemekler bitti. İş başa düştü mü! Allah Türk Telekom'un "akşam 7 - sabah 7 bedava" kampanyasından razı olsun :))))

Hikayeme yemeklerin bittiği haftasonu yaptığımız pazar alışverişinden başlayabilirim. Kocacığımla ilk alışverişimiz, pazardaki meyveler, sebzeler de bir hoşumuza gitti! Aldıkça alıyoruz... Taze fasulye, patlıcan, kabak, havuç ilk etapta aldığımız sebzelerdi. Eve geldik, dolabımıza yerleştirdik, o akşam için donuk köftelerimizi yedik. Ertesi akşam içni taze fasulye yapmaya karar vermiştim, kocacığım televizyon izlerken ben de fasulyeleri ayıklamaya başladım.

Fasulye ayıklarken mümkünse bıçak kullanmamak lazım, böylece kılçıkları daha rahat ayıklanıyor. Keskin bıçak kılçığı da kestiği için farkedilmeyebiliyor. Benim yaptığım ilk hata fasulyeleri ayıkladıktan sonra yıkamak oldu. Sebzeler ayıklanmadan önce yıkanırmış! Fasulyeyi barbunya ile karıştırmıştım galiba :$

Tabi ben yemek işine kalkıştım ama evdeki tencereler de bana yabancı, hele düdüklüden ödüm kopuyor. Annemle yapılan uzun konuşmalar sonucu yemeği normal tencerede yapmaya karar verdik. Önce kıymayı ve soğanı kavurdum. Bu arada soğan kesmek için müthiş bir aletim var Tupperware'in Mini Şef'i. Bir soğanı 4'e bölüyorsunuz, parçaları teker teker içine atıyorsunuz, kapağını soğanın dilimlenmesini istediğiniz büyüklüğe göre ister 1-2 ister 4-5 kere çeviriyorsunuz ve işte soğanlarınız hazıııırr!! Aleti yalnızca soğan için kullanacaksanız kullanım sonrası parçaları sudan geçirmeniz yeterli. Bulaşık makinesinde de yıkanabildiğini belirteyim.

Evet ben kıymamı ve soğanlarımı kavurdum, galiba salçayı da önden kavurmuştum; ama şimdi tekrar yapacak olsam bir yemek kaşığı salçayı bir bardak suda karıştırır fasulyeleri de koyduktan sonra üzerine dökerim. Tabi üstüne su eklemek şartıyla... Tencereye fasulyeleri ekledim, tanelerin arasından görünecek; ancak malzemelerin üzerine çıkmayacak kadar soğuk su koydum, tuzunu serpiştirdim ve tencerenin kapağını kapattım.

Su kaynayıncaya kadar tencerenin altını harlı açtım; ama kaynar su baloncuklarını görünce ateşi kıstım, minimuma getirdim. Böylece yavaş yavaş pişmesini sağladım. Düdüklü kullansaydım pişirme süreci 10 dakika sürecekti, normal tencerede ise 2 saate yakın ocakta durdu. Arada kapağını açıp fasulyeleri kenara ittirip su olup olmadığını kontrol ettim. Bitmişse bir miktar kaynar su ekledim. Aralıklarla da ağzıma fasulye atıp pişmişliğine baktım.

Sonunda o gece yemeğimi pişirmiş olmanın verdiği mutlulukla yatacığıma girdim. Ertesi akşam yemeği yediğimizde salçasını fazla koymuş olduğumu anladım (gözüme az göründüğünden 2-3 kaşık koymuştum daaa.. :$ ) Tabi salça tuzlu bir malzeme, e salçası bol olunca, bir de üstüne ben tuz koyunca tuzu biraz fazla kaçtı. Ama yenmeyecek kadar değil, hatta Kocacığım üzerine tuz bile serpti. Bir de yemeğin suyu az olmuştu, gece çekti mi naaptıysa artık!!

Sonuç olarak yapmış olduğum ilk yemek salçalı taze fasulye olarak tarihe geçti. Yine de afiyetle yedik :)

0 yorum:

Birço Mutfakta Copyright © 2009 Designed by Ipietoon Blogger Template for Bie Blogger Template Vector by DaPino